8 Aralık 2012 Cumartesi

Karamanoğlu Mehmet Bey'i Arıyorum

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum 
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı? 
Bir ferman yayınlamıştı; 

'Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste, 
meydanda Türkçe'den başka dil konuşulmaya' diye, 

Hatırlayanınız var mı? 
Dolanın yurdun dört bir yanını, 
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehiri, 
Fermana uyanınız var mı? 

Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim, 
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere, 
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı? 

Tanıtımın demo, sunucunun spiker, 
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey, 
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı? 

Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet, 
Mağazanın süper, hiper, gros market, 
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı? 

İlan tahtasının bilboard, sayı tabelasının skorboard, 
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon, 
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı? 

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı, 
Beldelerin girişinde welcome, 
Çıkışında goodbye okuyanınız var mı? 

Korumanın, muhafızın body guard, 
Sanat ve meslek pirlerinin duayen, 
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı? 

Sekinin, alanın platform, merkezin center, 
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final, 
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı? 

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria, 
Sergi yerlerimizi center room, show room, 
Büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı? 

Yol üstü lokantamızın fast food, 
Yemek çeşitlerimizin menü, 
Hesabını adisyon diye ödeyeniniz var mı? 

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks, 
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre, 
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı? 

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik, 
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya, 
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk diyeniniz var mı? 

Mesireyi, kır gezisini picnic, 
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag, 
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı okey diye konuşanınız var mı? 

Çarpıcı, önemli haberler flash haber, 
Yaşa, varol sevinçleri oley oley, 
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı? 

Vırvırık dağının tepesindeki köyde, 
Cafe shop levhasının altında, 
Acının da acısı kahve içeniniz var mı? 

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, 
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini, 
Özün el diline özendiğine içiniz yananınız var mı? 

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk, 
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik, 
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı? 

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum, 
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı? 
Bir ferman yayınlamıştı... 
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı? 





Karamanoğlu Mehmet Bey
(Hayatı - Biyografisi)

Karamanoğullarının ikinci beyi Kerimüddin Karaman�ın oğludur.Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280′dir. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. 13.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak Farsçayı, devlet dili olarak Arapçayı kullanırlardı.




Halk ise öz dili olan Türkçeyi kullanırdı. Mehmet Bey birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.



Üzerine gönderilen Selçuklu ve Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya’ya girdi.burada yaşayan Selçuklu Türkleri Karamanoğulları ile birlik oldular. Kısa zamanda Konya vilayeti ve bazı çevre iller Karamanoğullarının hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Selcuklu sultanı İzettin Keykavus’un oğlu Gıyaseddin Siyavuş’u başa geçiren Mehmet Bey’in kendisi de vezir oldu. İlk önceleri Moğol baskısına başarı ile karşı koymasına, bir çok kere galip gelmesine rağmen, daha sonraki çarpışmaların birinde iki kardeşi ile beraber şehit düşmüştür.



İdareciliği sırasında Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanını vermiştir. Bu fermanda “bu günden sonra divanda, dergahda ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka bir dil kullanılmayacaktır” diyerek sadece siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zafer kazanmıştır.

1 yorum: