23 Aralık 2012 Pazar
BİR ÖĞRENCİ NEDEN KİTAP OKUMALIDIR?
Kitap okumanın nedenleri
ve sağlayacağı faydaları anlatmak ciltler dolusu eser vermeye niyet etmek
gibidir. Ancak hayatını bugün için değil, yarınlara hazırlayan ve gelecekte
büyük işler başarmaya azmetmiş, istikbalin seçkin insanlarına konu hakkında
bazı hatırlatmalarda bulunmaya çalışalım;
·
James Hawel, “Dünyayı yöneten kalem,
mürekkep ve kağıttır.” diyor. Haksız da değil. Unutulmamalıdır ki, kişi
hangi mesleği seçerse seçsin, çalıştığı kurumda bir numara olmalıdır.
Balzac “Bilginin efendisi olmak için,
çalışmanın kölesi olmalısınız .”der. Kişinin hayatında bir numara olması
demek, bir çok konuda genel bilgilere sahip olması demektir. İşte bir numara
olmanın ilk şartı: Okumak, okumak, okumak....
·
Başarılı olabilmenin en önemli
şartlarından biri de geçmişteki insanların tecrübelerinden yararlanarak onların
düştüğü hataları tekrarlamamak ve başlanan işe onların tecrübeleri ile
başlamaktır. Diyelim ki bilgisayar mühendisi olacaksınız , bu işle 20 sene uğraşmış
birisinin yazdığı kitabı güzelce okusanız, o işe 20 yıllık tecrübe ile başlamış
olursunuz. Unutulmamalıdır ki okuduğumuz her kitabın sayfaları yıllar süren
tecrübenin ürünüdür. Bunun manası şudur: HER KİTAP BİR ÖMÜRDÜR.
·
Hangi meslek dalında olursa olsun
insanlarla ilişki içerisinde olacağımız ve insanların isteklerine cevap
vereceğimiz malumdur. Mesleğinde başarılı kişi insanların bütününe hitap
edebilecek projeler hazırlayabilendir.Örneğin bir araba tasarımcısının
başarısı, ürettiği modelin bir çok insan tarafından beğenilmesi ile ölçülür.
Toplumun bir çoğunun beklentisine cevap verebilmek için toplumu iyi tanımak
gerekir. İnsanları tanımanın en kısa ve güvenilir yolu KİTAP OKUMAKTIR.
·
Eskiler “sanat altın bileziktir.” demişler.
İnsanın iyi bildiği bir sanatı ( kuaförlük, ayakkabıcılık vs) varsa hangi
halde olursa olsun ihtiyaç duyduğunda ona fayda sağlar. İnsan çok zengin olup
iflas edebilir. Büyük bir makamda olup makamını kaybedebilir. Ama okuma
sayesinde elde edilen bilginin ve onun getirmiş olduğu itibar, mezara kadar
devam eder. İnsanlar arasında sizi hiç terk etmeyecek asil bir konumunuz
olmasını istiyorsanız çok okumalısınız.
·
Günlük hayatta çok defa duymuşsunuzdur; ”mal,
makam önemli değil, önemli olan insanlık!” diye. Aslında
burada kastedilen olgunluk, zerafet, kibarlık ve nezakettir. Beğenilen
insanları diğer insanlardan ayırt eden bu özelliktir. İnsanın bu davranışları
doğru ve kapsamlı öğrenebileceği en önemli kaynak kitaptır. Herkes tarafından
takdir edilmek istenirseniz kitap okumalısınız.
·
Kitap okumanın en önemli faydalarından
biri de insana kendini tanıma fırsatı vermesidir. Okuyan insan hangi
dalda başarılı olacağını çok çabuk kavrar. Unutmamalıyız ki aydınlanmamızı
sağlayan Edison , Nobel Ödüllü büyük fizikçi Einstein,
üniversiteden mezun değildi. Ama okudukları kitaplar sayesinde hangi
dalda kabiliyetli olduklarını keşfettiler ve başarılı oldular. Evet, görüldüğü
gibi hayatta başarılı olmanın tek şartı var: O da kitaplarla dost olmak.
·
Bilgiye ulaşmanın çeşitli yolları vardır.
Mesela konferanslar dinlenebilir , belgeseller seyredilebilir. Fakat bu
faaliyetlerde insanın durup düşünmeye ihtiyacı olduğunda bu bilgiye tekrar
ulaşmaya imkanı yoktur. Zira insan kitap okurken düşünmek için zamanı vardır.
Tekrar tekrar aynı bilgiye ulaşabilir . Çiçero, “Kitapsız bir ev ruhsuz bir
cesede benzer.” derken ne kadar da haklı...
DÜNYADAKİ KÖTÜLÜKLERİN TEMEL SEBEBİ CEHALETTİR.
İNSANIN BAŞ DÜŞMANI CEHALETE KARŞI SAVAŞ AÇMALI DEVAMLI KİTAP OKUMALIYIZ
!...
9 Aralık 2012 Pazar
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMOĞLU
Beni Çok Okuyun
Beni
Çok Okuyun
Çantanda
dururum arkadaş gibi,
Kitap okuyana kim vermez bilgi...
Aman kapılmayın boş hayallere,
Benden başka olmaz sadık sevgili.
Yazarlar günlerce yazarlar beni,
Sayfamı açarsan tutmam dilimi.
Yeter ki sen öğren bu bana yeter,
Senden esirgemem nurlu elimi.
Bir dolapta hepten biz diziliriz.
Aman çok okuyun biz seviniriz.
Aydınlık günlerin hepsi de bizde,
Raflarda durunca çok üzülürüz.
Yaprağımız beyaz açın onları,
Okuya, okuya çöz sorunları.
Cahillik dünyada ayıp sayılır,
İyi hesap edin bu durumları...
Kitapsız kişiyi kimler neylesin,
Bizi okusun da gönül eğlesin.
Söyleyin herkese kahve ne imiş,
Kumarın yerine kitap yeğlesin.
Aylak, aylak gezme git kitaplığa,
Kitap okudukça kavuş bolluğa.
Bilgi, görgü iste hepsi var bizde,
Kitapla yürüyün kör karanlığa…
İbrahim
Şimşek
8 Aralık 2012 Cumartesi
Nazım Hikmet Oratoryosu'ndan...
Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say'ın bestelediği, Genco Erkal'ın seslendirdiği Nazım Hikmet şiirlerinden oluşan oratoryo. Bu videoda da benim en sevdiğim şiiri var: "Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya..."
İyi seyirler...
Karamanoğlu Mehmet Bey'i Arıyorum
Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı;
'Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste,
meydanda Türkçe'den başka dil konuşulmaya' diye,
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehiri,
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?
İlan tahtasının bilboard, sayı tabelasının skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında goodbye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?
Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını adisyon diye ödeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı okey diye konuşanınız var mı?
Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley oley,
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?
Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe shop levhasının altında,
Acının da acısı kahve içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün el diline özendiğine içiniz yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey
(Hayatı - Biyografisi)
Karamanoğullarının ikinci beyi Kerimüddin Karaman�ın oğludur.Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280′dir. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. 13.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak Farsçayı, devlet dili olarak Arapçayı kullanırlardı.
Halk ise öz dili olan Türkçeyi kullanırdı. Mehmet Bey birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.
Üzerine gönderilen Selçuklu ve Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya’ya girdi.burada yaşayan Selçuklu Türkleri Karamanoğulları ile birlik oldular. Kısa zamanda Konya vilayeti ve bazı çevre iller Karamanoğullarının hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Selcuklu sultanı İzettin Keykavus’un oğlu Gıyaseddin Siyavuş’u başa geçiren Mehmet Bey’in kendisi de vezir oldu. İlk önceleri Moğol baskısına başarı ile karşı koymasına, bir çok kere galip gelmesine rağmen, daha sonraki çarpışmaların birinde iki kardeşi ile beraber şehit düşmüştür.
İdareciliği sırasında Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanını vermiştir. Bu fermanda “bu günden sonra divanda, dergahda ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka bir dil kullanılmayacaktır” diyerek sadece siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zafer kazanmıştır.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı;
'Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste,
meydanda Türkçe'den başka dil konuşulmaya' diye,
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehiri,
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?
İlan tahtasının bilboard, sayı tabelasının skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında goodbye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?
Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını adisyon diye ödeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı okey diye konuşanınız var mı?
Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley oley,
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?
Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe shop levhasının altında,
Acının da acısı kahve içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün el diline özendiğine içiniz yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey
(Hayatı - Biyografisi)
Karamanoğullarının ikinci beyi Kerimüddin Karaman�ın oğludur.Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280′dir. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. 13.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak Farsçayı, devlet dili olarak Arapçayı kullanırlardı.
Halk ise öz dili olan Türkçeyi kullanırdı. Mehmet Bey birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.
Üzerine gönderilen Selçuklu ve Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya’ya girdi.burada yaşayan Selçuklu Türkleri Karamanoğulları ile birlik oldular. Kısa zamanda Konya vilayeti ve bazı çevre iller Karamanoğullarının hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Selcuklu sultanı İzettin Keykavus’un oğlu Gıyaseddin Siyavuş’u başa geçiren Mehmet Bey’in kendisi de vezir oldu. İlk önceleri Moğol baskısına başarı ile karşı koymasına, bir çok kere galip gelmesine rağmen, daha sonraki çarpışmaların birinde iki kardeşi ile beraber şehit düşmüştür.
İdareciliği sırasında Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanını vermiştir. Bu fermanda “bu günden sonra divanda, dergahda ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka bir dil kullanılmayacaktır” diyerek sadece siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zafer kazanmıştır.
1 Aralık 2012 Cumartesi
ATATÜRK İNKILAPLARI
Atatürk
Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi
devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
2. Toplumsal Devrimler:
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)
3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler
5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
2. Toplumsal Devrimler:
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)
3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler
5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)